Çocukları korumak

Seçimler bitti. Herkes rahat bir nefes aldı. Bütün partiler başarılı… Vatana millete hayırlı olsun.

İnsan, yazarken şöyle güzel bir sohbet etmek istiyor ama toplumsal gündem buna bir türlü izin vermiyor. Örneğin ben daha çok ekonomiyle ilgili yazmak istiyorum. Son dönemde ekonomiyle ilgili çok sayıda kitap aldım. Bunları okudukça sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir işletmenin ne zaman hangi sinyalleri verdiğini, işletme sahiplerinin nelere dikkat etmesi gerektiğini, yöneticilerin, ortakların, hisse sahiplerinin ve kredi verenlerin finansal tablolara nasıl bakması gerektiğini, ekonomide doğru bilinen yanlışların neler olduğunu öğrenmek istemez misiniz? Temel yapının üst yapıyı belirlediğini herkes bilir de, o temel yapının aslında “ekonomi” olduğunu bilen oranı azdır… Ekonomiyle ve işletmecilikle ilgili konuları ilerleyen dönemde sizlere aktarmaya çalışacağız.

Ancak ne yazık ki bu konulara değinemiyoruz. Çünkü bütün toplumun hayatını karartan, iş yapmamızı engelleyen, çocuk istismarları ve cinayetleri hepimizi felç durumunda bırakıyor, o küçük canlar için kahroluyoruz. Minik Eylül… Minik Leyla… Milletçe yas halindeyiz…

Çocuklara musallat olan bu hastalıklı beyinlerin hangi ortamlarda yetiştirildiğini belirlemek ve o ortamları, hastalıklı beyinlere yol açan koşulları ortadan kaldırarak gelecek nesilleri kurtarabiliriz. Bu konu, hükümetlerden bağımsız olarak bir devlet politikası olmalıdır.

Bizim bugün için odaklanmamız gereken hedef, çocuklarımızı nasıl korumamız gerektiğidir. Çocukları korumak ve onların güven içinde büyümelerini sağlamak toplumun geleceğinin de güvencesi…

Anneler, Babalar..!

Lütfen, çocuklarınızı nereye bıraktığınıza dikkat ediniz. Bıraktığınız yer bakıcı olabilir, kreş, kurs veya okul da olabilir. Çocuklarınızı emanet ettiğiniz kişileri inceleyiniz.  Yetkin kimseleri tercih ediniz. Çocuklarınızın sanal ortamdaki ilişkilerini gözden kaçırmayınız. Onların iç çamaşır giydikleri yerlere hiç kimsenin dokunamayacağını öğretiniz.

Huzurlu bir ortam için hepimizin çok daha dikkatli davranması gerekiyor. Kişilik bozukluğu olan insan sayısı umduğunuzdan çok çok daha fazla… İnternette “İyi Hissetmek Tv” yazın, izleyin. Size iyi geleceğini göreceksiniz. Aslında çevremizde ne kadar çok “hasta” olduğunu da anlayacaksınız.

İlk defa karşılaştığım kişiler için yaklaşım tarzımı sizinle paylaşayım: Hasta olabilir, ameliyattan yeni çıkmış olabilir, şekeri düşmüş olabilir, tansiyonu yükselmiş olabilir, epilepsi hastası olabilir, haksızlığa uğradığını düşünüyor olabilir vb… Sağlıklı insan oranı düşük çünkü… Beden sağlıklı değilse, düşünce de tam sağlıklı olamayabiliyor. Ben de karşımdakini daha iyi anlayabilmek için sanki hastasına güven ve moral veren bir doktor gibi yaklaşmaya çalışıyorum diğer insanlara…

Değerli okurlarım, sizlere bir dost önerisi: Toplumsal ilişkilerde kişinin kılığına-kıyafetine, cep telefonunun veya arabasının markasına, ırkına, mezhebine, dinine, partisine bakmayın. Karakterine bakarak ilişkilerinize yön verin.

Bu anlayış geçerli olduğunda güzel günler göreceğimize inanıyorum çocuklar… 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Gökhan Onater - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Koz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Koz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Koz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Koz değil haberi geçen ajanstır.



Kocaeli Markaları

Kocaeli Koz, Kocaeli ile özdeşleşen markaları ağırlıyor.

+90 (262) 332 00 52
Reklam bilgi

Anket İzmit Belediye Başkanlığı için hangi aday oy verirsiniz?
Tüm anketler